Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


~ Aşağıdaki İlan Panosu, yeni duyuru eklendiğinde kızaracaktır. Güncel duyuruları oradan takip edebilirsiniz.
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Beklenmedik Karşılaşma

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Sintié Camile Dixie
Ravenclaw I. sınıf
Sintié Camile Dixie


Mesaj Sayısı : 44
Yaş : 28
Evcil Hayvanı : Perlé adında 5 aylık, simsiyah tüylere ve mavi gözlere sahip bir kedi.
Rp Yaşı : 11
Kan Statüsü : Safkan
Desteklediği Taraf : Tarafsız
En Belirgin Özelliği : Zeki, soğukkanlı, güzel
Kayıt tarihi : 08/11/08

Beklenmedik Karşılaşma Empty
MesajKonu: Beklenmedik Karşılaşma   Beklenmedik Karşılaşma I_icon_minitimePtsi Kas. 10, 2008 9:12 am

Oldukça sıcak ve en ufak esintiden bile yoksun bir günde, bu acınası tabloyu dağıtmak için yapılabilecek belli başlı şeyler muhtemelen, dondurma yemek, denize girmek, soğuk suyla duş almak veya evden hiç çıkmamaktır. Ama hayır... Sintié'nin bu çok davetkar dört seçenekten hiçbirini seçememesine neden olan ve bu yaptığından da oldukça zevk alıyormuş gibi görünen Ilsa, her zamanki ağır adımlarıyla, sanki yeterince yorucu ve bunaltıcı değilmiş gibi yürüyüş sürelerini daha da uzatmaya çabalıyordu. Ablasının arkasından gözlerinde bezgin bir bakış ve dudaklarında hoşnutsuzluğunu ifade eden bir bükülme ile yürümekte olan Fransız cadı, kararlı bir şekilde bu zoraki geziden zevk almamaya, ilk kez gelmesinden kaynaklanan merakına rağmen Diagon Yolu'na göz gezdirmemeye çalışıyordu. Kızın mor, kısa topuklu babetlerinin üzerine basa basa, bacaklarına sürtüne sürtüne ilerleyen Perlé ise, huysuz mırıldanmalar eşliğinde eve geri dönmek istediği ile ilgili sinyaller veriyordu.

"Vous avez raison Perlé. Mais je n'ai rien à faire maintenant. (*)" Buz mavisi bakışlarını kısa süreliğine, geldiğinden beri ısrarcı bir şekilde dikmiş olduğu ablasından çekerek ufak kedisine doğrultmuş, anlaması ya da anlamamasına takılmaksızın yaşadığı sıkıntıyı azaltmak adına bir şeyler söylemişti. Tam tekrar görüş açısına Ilsa'nın sarı, uzun saçlarını sokmayı beklerken kızın o birkaç saniye içerisinde bir şekilde ortadan kaybolduğunu fark etti. Gerçi bu çok da şaşırılması gereken bir olay sayılmazdı, sanki sıcak yetmiyormuş gibi o kadar büyücü ve cadının da alışveriş yapmak için aynı günü seçmesi sonucunda doğan kalabalık, yanınızdaki kişiyle bağınızı kesmeyi amaçlıyor gibiydi. Minik bedeninin ezilme tehlikesi altında kalmamasına özen göstererek kendini en yakınındaki dükkanın içine attı. Korktuğu titrek ve tedirgin hareketlerinden belli olan kedisini de hızlı bir şekilde kollarının arasına alıp, onu yatıştırmak için yumuşak bir şekilde elini tüylerinin arasında gezdirmeye başladı. Kucağındaki kedinin sakinleştiğine emin olunca, girdiği dükkanı biraz incelemesinin iyi olabileceği düşüncesine kapılarak, eski ve yeni, farklı renklerde ve kalınlıklarda, evcil hayvan bakımından şifalı iksir yapımına kadar her türde yazılmış kitapların dizildiği raflarla çevrelenmiş geniş dükkan içerisinde ilerlemeye başladı. Bu tesadüf her nasıl gerçekleşmişse, Sintié'nin zevkine hitap ettiği kesindi. Kağıt ve mürekkep kokusunu yavaşça içine çeken Fransız cadının gözleri, hızlı bir şekilde göz gezdirdiği malzeme listesine ve ardından ders kitaplarının bulunduğu bölüme yöneldi. İnce parmaklarıyla yavaşça yerinden çektiği birinci sınıf kitaplarının önce yazarlarına ardından içeriklerine baktı teker teker. *Tanrım ne kadar da sıkıcı.* Tüm sene işleyecekleri şeylerin bunlardan ibaret olması biraz hayal kırıklığı yaratmıştı Sintié'de. Yine de okul ve ders kelimelerinin kendisinde uyandırdığı heyecanın bu kitaplar sayesinde artmasına engel olamamıştı. Hogwarts ve profesörler hakkında yaptığı o kadar araştırmaya ve ailesinden dinlediği okul anılarına rağmen merakını giderememiş, o büyük şato hakkında aklına takılan soruların tamamına yanıt bulamamıştı.

Birinci sınıf kitaplarını tekrar rafa yerleştirdikten sonra üst raflara dizili duran diğer ders kitaplarına kaydı ilgisi. Önce beşinci sınıflar için hazırlanmış olan kehanet kitabına uzandı ve ilk birkaç konunun girişlerini okudu. Ardından geri koyduğu kehanet kitabının tam yanındaki diğerleirne göre oldukça kalın duran kitaba gitti elleri. Vivian Delmour'un yazmış olduğu bir iksir kitabıydı ve içi gerekli gereksiz bir sürü resimle doldurulmuştu. Arka kapakta da okunması zor bir ad verilmiş, Sintié'nin daha önce hiç görmediği tuhaf bir iksirin yan etkilerinden bahsediliyordu. Sintié bu kitabı da yerine, yüzünde anlamsız bir bakışla yerleştirdikten sonra birkaç adım geri gitti ve ilgisini görür görmez çekebilecek bir kitap olup olmadığına baktı. En üst raftaki, morun en cırtlak tonu kullanılarak hazırlanmış bir kapak tasarımı olan kitabın gözüne çarpmasıyla sorunun yanıtını da almış oldu. Mor küçüklüğünden beri hayran olduğu, bayıldığı bir renk olarak kalmıştı hafızasında. Etrafta gördüğü mor şeyler hemen ilgisini çekiveriyordu bu yüzden. Parmak uçlarına basıp, ince parmaklarıyla ittirerek zar zor eline geçirebildiği kitaba büyük bir hevesle bakıp, son sınıfların Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersi için hazırlanmış olan kitabı açmaya yeltenmişken, kendisine ve elinde tuttuğu kitaba bakışlarını diken, sarışın sevimli bir kızla göz göze geldi. Kendi yaşlarında olduğu belliydi, ince dudakları ve bembeyaz teniyle Londra'daki diğer İngilizlere benziyordu. Sintié kızın bakışlarının kendisinden ayrılmadığını görünce, aksanından yabancı olduğu belli olan İngilizcesiyle konuşmaya başladı.

"Bir sorun mu var?"


(*) Haklısın Perlé. Ama şu anda yapabileceğim hiçbir şey yok.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://darksideofhogwarts.yetkin-forum.com/lejant-f6/x-sintie-ca
Romina M. Levy
Slytherin I. Sınıf
Romina M. Levy


Mesaj Sayısı : 258
Yaş : 35
Rp Yaşı : 11
Kan Statüsü : Safkan
Rp Partneri : İstemiyor.
Kayıt tarihi : 07/11/08

Beklenmedik Karşılaşma Empty
MesajKonu: Geri: Beklenmedik Karşılaşma   Beklenmedik Karşılaşma I_icon_minitimePerş. Kas. 13, 2008 3:43 am

“İnanılmaz. Sahiden inanılmaz. Okul alışverişi için ikinci kez buraya gelmek zorunda olan kaç kişi var acaba? Dur, sakın söyleme Josh. Bir tek ben?!”

Küçük, sarışın cadının sesi, az evvel para çekmek için ağabeyiyle birlikte girdiği Gringotts’un mermer lobisinde yankılanmıştı. Önceki gelişinde annesi Diagon Yolu’nda karşılaştığı arkadaşlarıyla biraz vakit geçirmeye karar verince, alelacele asasını, iksir malzemelerini, cüppesini ve kedi yavrusunu alıp eve dönmüşlerdi. Bir kazan, okul kitapları ve tüy kalemleri öylece alınacaklar listesinde kalakalmıştı. Bu yüzden, öncekine kıyasla fena halde sıcak olan bir günde tekrar Diagon Yolu’na gelmek zorunda kalmış olan Romina, haklı olarak burnundan soluyordu. Kirli sarı, dağınık saçlarını şöyle bir karıştıran genç çocuk, öfkeli kız kardeşine biraz şaşkın baktı bankadan çıkarlarken. “Sakin ol Romy, dünyanın sonu değil ya? Zaten kitapların listesi elinde, cüppe ve aktar kısmını da halletmişsiniz bile. Kedi yavrusunu da buldun, öyle değil mi? Eh, geriye işin zevkli kısmı kaldı.” Oğlanın bu sözleri genç cadıyı yatıştırmaya yetmemişti. “Of! Anlamıyorsun! Mesele neyi aldığımız değil! Okula başlıyorum ve beni alışverişin ortasında bırakıp gidiyor! Bu nasıl bir davranış sence?” Abisinin yanıt vermeye hazırlandığını gören Romina, yüzüne düşen saçlarını geriye atmak için kullandığı ince, gümüş rengi tacı çıkarıp bir kez daha başına yerleştirdi ve sertçe nefesini bırakıp: “Unut gitsin.” dedikten sonra bankanın taş merdivenlerini hızlı hızlı inip sokağa ayak bastı.

O gün alışverişe tekrar gelirken abisi Josh’ın yanında olmasının tek sebibi, Romina’nı bankadan para çekmesine yardımcı olması içindi. Az sonra onu yapılması ve taşınması gereken onca şeyle baş başa bırakıp süpürgesinin tepesinde saltolar atmaya gidecekti ve giderek huysuzlaşan Romina, her geçen saniye daha da tatsız bir karaktere bürünüyordu. Genç çocuğun elindeki para kesesini bir hışım kapıp çantasına yerleştirdikten sonra kısa elbisesinin su yeşili pililerini düzeltti ve bir ‘hoşça kal’ bile demeksizin tüy kalem dükkânına yöneldi. Ailesini seviyordu ama bazen inanılmaz derecede sinir bozucu oluyorlardı. Adeta savururcasına açtığı zayıf kapı, içerideki müşterilere öfkesi burnunda bir cadının geldiğini haber verirken, Romina hayli sert adımlarını sakınmadan içeri girdi. Dükkân sahibinin yardımcı olma önerisini duymazdan gelirken, kalemlerin sergilendiği rafa yanaşmıştı. Yazı yazmaya bayılırdı, içerideki parşömen ve mürekkep kokusu, zihninde oradan oraya çarpan öfke sözcüklerini yatıştırmaya yetmişti. Kaç tane tüy kalem alması gerektiğine karar veremeyerek öylece bakındı. Sıradan olanlar ve özel yapımlar vardı. Saf altın kaplama bir tanesi, kızın yüzüne yumuşak bir tebessümü yerleştirivermişti ama siyah tüylü ve pirinç saplı olanı da çok hoştu. Kasaya bir tomar iyi kalite parşömen ve üç adet tüy kalemle yöneldiğinde, elinde hem siyah tüylü olanı, hem beyaz ve altın uçlu olanı vardı. Bir tane de yedek olması için sıradan, kahverengi kırçıllı tüyleri olan bir kalem almıştı. Parasını ödeyip çıktıktan sonra sokakta bir sağa bir sola bakındı. Önce kazan mı alsaydı yoksa kitapları mı aradan çıkarsaydı? Tepesinde huzursuzca ışıldayan güneşi yenice yatışmış sinirlerini germeye başlarken öfkeyle ayağını yere vurdu. Alışveriş yapmayı severdi, ama mecbur olmayı sevmezdi. O akşam evde sıkı bir tatsızlık çıkarmaya kararlı bir şekilde Flourish Blotts’a yönelirken, yüzünde tebessümün izi kalmamıştı.

Kitapçıya girdiğinde içerideki kalabalık canını bir kat daha sıktı. Eğer ilk geldikleri gün işlerini bitirselerdi, burada iki katı uzunluğunda insanlar arasından bir fare gibi sıyrılarak raflara ilerlemek zorunda kalmayacaktı. “Düştüğüm duruma bak!” diye öfkeyle mırıldandı, bir yandan da gözleri görevli adamı arıyordu ancak başı, öğrencilerin kalabalığından görünmez halde olan kitapçının en son umurunda olan şey Romina’nın kitap listesi gibiydi. Her zaman dik tuttuğu omuzları bıkkınca aşağı indi Romina’nın. Daha ne kadar bekleyecekti? Artık sahiden eve gitmek istiyordu ve kazan almaya gitmemişti bile. Vaktini bu şekilde dikilerek geçirmeyi reddederek raflara döndü. Boş boş bakınmaktansa ilgisini çeken bir şeyler arayabilir ve biraz israf yapabilirdi. Kimse ona neye para harcaması gerektiğini söylememişti ne de olsa. Bu fikrin verdiği neşe yüzünü yeniden aydınlatmıştı, madem onu tek başına alışverişe gönderiyorlardı, o da istediğini alırdı o halde. Para kesesini kontrol edip fazladan galleonu olup olmadığına bakarken bir yandan da tüy kalem ve parşömenlerinin olduğu kâğıt torbayı düşürmemeye çalışıyordu. Memnuniyetle fark etmişti ki fazla fazla parası vardı. Bakıcı değil alıcı bir müşteri olarak ders kitaplarının olduğu rafa ilerlerken iyi bir şeyler bulabilme umudundaydı.

Umudunun sönüvermesi çok sürmemişti. Abisinin okul kitaplarını, okumayı öğrendiğinden beri karıştırıp dururdu ve bu yıl ona verilmiş kitap listesi, abisininkinden pek az farklıydı. Yine de İksir ve Biçim Değiştirme raflarına bakarken hevesliydi. Eline alıp şöyl bir baktıktan sonra yerine bıraktığı pek çok kitaptan sonra hala eve götürmek isteyeceği bir şeye rastlamamıştı. Kafasını dalgın dalgın yukarı kaldırırken, gözüne çarpan parlak mor cilt dikkatini çekivermişti. Beyaz ve ince bir deriden yapılmış babetleri, kitapçının tahta zemininde küçük tıkırtılar çıkarırken, o kitapta ne olduğunu öğrenmek adına hızla birkaç adım attı Romina. Kitapların bu kadar üst raflara konulması cidden çok gereksizdi ona göre, en azından bir merdiven falan koyabilirlerdi. Parmak uçlarına yükseliyordu ki kendisininkilere benzeyen ince parmakların, almaya niyetlendiği kitaba el koyduğunu görünce topukları üzerine geri inip kitabı alan kıza baktı. Ağzını açıp kitabı isteyecekti ama bunun anlamsız olduğunu düşündü hemen ardından, aynı kitabı beğenmiş olamaz mıydı yani? Sarışın, güzel bir cadıydı mor kitabı elinde tutan, görmekten memnun olacağınız türden güzeldi. Kızın buz mavisi gözleri kendisine dönmüştü ve İngiliz aksanından başka bir şeye, belki de bir Fransız aksanına benzeyen tonlamasıyla “Bir sorun mu var?” diye sorunca, Romina da bekletmeden yanıtladı: “Ah, hayır yok. Ben de kitaba bir bakmak istiyordum, işin bitince verir misin?” Kızın hayır deyip bir tavırla uzaklaşmayacağını tahmin ediyordu İngiliz cadı ancak kızın kitabı almasını pek istediği de söylenemezdi. Satın alacaksa bile Romina içindekileri görmek istiyordu. Kendisinden biraz daha boylu olan yabancı kıza sakin bakışlarını çevirdi, onu beklerken ilgilenecek başka bir kitap aramadan önce.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://darksideofhogwarts.yetkin-forum.com/lejant-f6/romina-m-le
 
Beklenmedik Karşılaşma
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Karşılaşma
» Karşılaşma

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Londra :: Diagon Yolu-
Buraya geçin: