Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


~ Aşağıdaki İlan Panosu, yeni duyuru eklendiğinde kızaracaktır. Güncel duyuruları oradan takip edebilirsiniz.
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Karşılaşma

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Elisamarie J. A. Forét
Ravenclaw I. sınıf
Elisamarie J. A. Forét


Mesaj Sayısı : 9
Rp Yaşı : 11
Kan Statüsü : Safkan
Rp Partneri : Ignacio Ivan Chaperon
Kayıt tarihi : 19/11/08

Karşılaşma Empty
MesajKonu: Karşılaşma   Karşılaşma I_icon_minitimeCuma Kas. 21, 2008 10:09 am

Balkabağı suyunun tadı hala damağındaydı, nefis pudingini de yedikten sonra merak etse de Rawenclaw Ortak Salonu'na gitmek istememişti, bunun yerine hava almak için göl kenarını tercih etmişti. Göle yakın, yaşlı bir ağaca sırtını dayayarak oturdu. Yerden siyah ve üzerinde gri çizgiler olan bir taş aldı. Uzun süre gözünü kısarak inceledi, yuvarlak ve mattı. Göle değil, cebine attı. Güzel olan taşları inceleyip, sergilenebilir hale getirdikten sonra koleksiyonuna eklerdi hep; belki bunu da koleksiyonuna eklerdi. Yeşil çimenlere elini yasladı, uzun bir süre göle baktı.

Seçmen Şapka, onun adaletli olduğunu söylüyordu, belli belirsiz gülümsedi. Herkes öyle söylerdi onun için, akıllı olduğunu söyledikleri gibi. Seçmen Şapka, bu zeki beyni atlamasa büyük bir hata yapmış olur ve aile geleneklerini de bozmuş olurdu – ama bunun fazla da bir önemi yoktur Adelaide için, ne olursa olsun, olacakların kendisinin yararına olsun ister. O tiz sesi, kafasının içinde bir daha duydu. *... Hey, dur bakalım evlat! Sen her hareketi mantıklı, yapacaklarını iki kez düşünen, akıllı bir kızsın. Bu sefer kararım kesin; RAVENCLAW!* Hogwarts’ta okumuş birkaç Forét ailesinin başladığı geleneği bitirmeyip, Rawenclaw’a seçilmişti böylelikle. Gözüne çarpan bir taş daha oldu kıyıda. Bu sefer sarıydı bu ve biçimsiz bir şekli vardı. Onu da cüppesinin cebine koydu.

Yerden sıradan bir taş alıp bu sefer göle attı, üç kere sekti. Cebindekileri çıkarttı sonra, önceden cebinde unuttuğu birkaç taş daha vardı, rengârenk taşlar. Her bir rengin hoş, güzel tonları… Teker teker cüppesiyle ovalaya ovalaya silmeye başladı. Onlara değer veriyordu, taşlardaki o harika renkler hoşuna gidiyordu. Ayağa kalktı sonra, ağaca yaslandı. Elindeki taşları bir dedektif edasıyla gözlerini kısarak inceliyordu. Bazılarında küçük lekeler vardı, bazılarının üzerine de gelişigüzel bir şekilde çizgiler çekilmiş gibiydi. Bir tanesi de kahverenginden, griye doğru gidiyordu. Demin gelişigüzel cebine attığı taşlarını, bu sefer cam kutusunun içindeki yeşil süngere özenle yerleştirdi.

Cam kutuyu da dikkatle cüppesinin iç cebine yerleştirdikten sonra etrafını; o her yerin çimen olduğu alanı incelemeye başladı. Bahçenin o tertemiz havasını küçük burun delikleriyle alıp, veriyordu. Hogwarts’ta biriyle tanışmak istiyordu, çevresindeki herkes sohbet ediyorken o oturmak istemiyordu.

RP Out~> Bu Rp anlaşmalıdır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ignacio Ivan Chaperon
Ravenclaw I. sınıf
Ignacio Ivan Chaperon


Mesaj Sayısı : 10
Kayıt tarihi : 18/11/08

Karşılaşma Empty
MesajKonu: Geri: Karşılaşma   Karşılaşma I_icon_minitimeC.tesi Kas. 22, 2008 7:01 am

Havadanmı kaynaklanıyordu ellerindeki bu soğukluk yoksa hastalanmaya başlamanın verdiği bir üşüme hissimiydi? Her ne olursa olsun hastalanmak en son isteyeceği şeydi özellikle Hogwartsdaki ilk günlerinde...Binasına seçildiğinden beri kimseyle doğru düzgün bir muhabbet kuramamamıştı.Dış görünümündeki çekingen ve mesafeli havadanmı kaynaklanıp kaynaklanmadığını bilmiyordu bildiği bir şey varsa arkadaş seçiminde çok fazla tutucu olmasıydı.Sürekli düşünüyormuş gibi başı önünde eğik bir vaziyette dolaşmaktan yaşıtlarının yüzlerine bakıp inceleme fırsatı dahi bulamıyordu. Belkide kimseye çok fazla aldırış etmemesi sinir bozucu gelebilirdi muhattaplarına , ama böyle bir yapısı vardı ve değişeceğini hiç sanmıyordu. Gittikçe daha fazla üşümeye başlayan ellerini ağzına götürüp dudaklarının arasından çıkan sıcak buhar kümeleriyle ısıtmaya çalıştı ,ardından ellerini birbirine sürttü; böyle yapınca ellerinin ve vücut ısısnın daha artacağını söylerdi Nicolas amcası. Belkide küçüklüğünden beri anemisi vardı ve bu yüzden her seferinde bu kadar üşürdü,en kısa zamanda bir şifacıya görünmeliydi ,belki böylelikle beyaz tenine biraz renk gelir ve gözlerinin altında oluşan gölgelerde yok olabilirdi.Başına girmeye başlayan o hafif belli belirsiz ağrılar yüzünden kaşlarını hafifçe çattı.Erkekler yatakhanesinin merdivenlerinden yavaş adımlarla bir gölge misali süzülerek ortak salona indi.Görünürde hiç kimse yoktu,zaten olsada çok fazla bu duruma tahammül edebileceğini sanmıyordu. Hemen sessiz bir yer bulup kendine uzaklaşırdı bu insan topluluğundan . Yalnızlık daha fazlamı huzur verici geliyordu bilmiyordu ,belkide biraz çekingen biriydi ,her ne olursa olsun daha onbir yaşındaydı ve kişiliği henüz oturmamıştı. Vücuduna yayılan soğuktan kurtulmak istercesine üzerindeki kazağın fermuarını boğazına doğru çekip kazağının yakasını dikleştirdi. Ravenclaw'a seçilmek Chaperon ailesi için bir gurur meselesiydi. Bütün ailesi Ravenclaw mezunuydu,başka bir binaya seçilirse ,Chaperonların çocukları olup olmadığından kuşkulanmaya başlayacaktı.Neyseki böyle bir ihtimal söz konusu olmamıştı,en yakın zamanda babasından bir baykuş postası alır ve Ravenclaw'a seçildiği için oğluyla gurur duyduğunu söylerdi.Kaldıki ağabeyi Ian'da binalarına ayrılan masaya ilerlediğinde onun kocaman elleri tarafından sırtına bir şaplak yemiş ve bir an dengesini kaybetmişti. Ağabeyinden uzak bir yere oturduğunda onun duyamayacağı şekilde "Salak" diye homurdanmıştı.Neyseki bu gün etrfta görünmüyorduda biraz rahat nefes alıyordu.
Ortak salonlarının çıkış kapsına doğru ilerlediğinde kedisi Cyrus ayağına dolandı ,bir an dengesini kaybedip düşecekmiş gibi olsada duvardan destek alıp dengesini korudu.
"Tanrım...! Cyrus git şuradan dışarı çıkıp avlan biraz heryerde beni takip edip durma." yavru kediyi aldığından beri bir an bile peşinden ayrılmıyordu. Tamam çok sevimliydi ama hersaniye peşinde olması her gittiği yerde takip etmesi biraz sinir bozucuydu.Ortak salonun kapısı açılıpta sonunda dışarı çıktığında derince bir nefes aldı ne kadarda boğucu bir havası vardı. Biraz göl kenarına gidip kafasını dinlese iyi olurdu.Uzun bacaklarından beklenilen hızlı adımlarla göl kenarına yürüdü,bu şekilde yürümek yüzüne biraz kanın hücum etmesine sebep olmuştu. Bir an olduğu yerde durdu bir kaç adım ötesinde sarışın bir kız vardı.Yerden topladığı küçük taşları cüppesine silip cebine atıyordu. "İlginç." diye mırıldandı kendi kendine. Bir kaç adımda yanına yaklaştı . Sarı saçları yüzünün etrafında bir hare gibi dalgalanıyordu.Gözleriyle karşılaşmak için sabırsızlanıyordu ama bir an yerinde donup kaldığı için ses çıkartıp dikkatini çekmekte zorlanmıştı.Neyseki bir iki saniyede kendisini topralamıştı. Hafifçe öksürürek boğazını temizledi ve kendinden beklenmeyen tok sesiyle "Merhaba" dedi. Cyrus yine takip etmişti Ivan'ı ayaklarına dolanıp o kedilere özgü garip sesleri çıkarınca dikkatini bir an karşısındaki kızdan çekip Cyrus'a odakladı. Yavaşça eğilip kucağına aldı. "Başımın belası." dedi hafif bir tebessümle kedisinin sırtını okşayarak .Sonra kıza döndü
"Adım Ivan... Ignacio Ivan .Bu sene yeniyim sanırım sende öylesin?" dedi merak dolu bakışlarını kıza dikip muhabbeti açmak için.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Elisamarie J. A. Forét
Ravenclaw I. sınıf
Elisamarie J. A. Forét


Mesaj Sayısı : 9
Rp Yaşı : 11
Kan Statüsü : Safkan
Rp Partneri : Ignacio Ivan Chaperon
Kayıt tarihi : 19/11/08

Karşılaşma Empty
MesajKonu: Geri: Karşılaşma   Karşılaşma I_icon_minitimePtsi Kas. 24, 2008 1:01 pm

Çevresine bakınırken, zarifçe ayağa kalkmıştı Adeaide. Eli cebinde, cüppesinin cebindeki taşlarla oynuyordu. Bir ara gölü seyretmeye dalmışken hafif bir öksürme sesi onun aniden başının sesin geldiği yöne doğru çevrilmesini sağlamıştı. “Merhaba.” Kalbi, bilmediği bir sebepten ötürü hızlı hızlı çarpıyordu. Yüzünde hafif bir gülümseme belirdi ikisininde. “Ah, Merhaba.” Güzel bir sesle konuşmaya çalışmıştı, Hogwarts'ta ilk günlerden iyi bir izlenim bırakmak istiyordu -ama bu konuşmasındaki güzel sesinin sebebi, çocuğun çok hoş olmasından da kaynaklanıyor olabilirdi. Bir mırıldanma sesinin duyulmasıyla, ikisi de o hafif mırıltının geldiği yere baktı. Onun olduğu sandığı sevimli mi sevimli bir kedi ayaklarına dolanmış, hafif hafif mırıldanıyordu. “Başımın belası.” Eğilip, incitmeden kucağına aldı kediyi ve okşamaya başladı çocuk. O yumuşacık tüyleri okşamasını seyrederken konuştu.
“Yo, öyle deme,” yüzünde koca bir tebessüm belirdi, “çok sevimli baksana.” Masum masum bakan kediye, aynı şekilde bakıyordu neredeyse. Hep bir kedisi olsun istemişti ama önüne bir engel çıkıyordu her zaman. Apartman içinde bir dairede yaşamaları en büyük sebeplerdendi. Bahçeli bir evleri olsa sanki ailesi alırdı ya!
"Adım Ivan... Ignacio Ivan .Bu sene yeniyim sanırım sende öylesin?" Zarifçe 'evet' anlamında başını aşağı yukarı salladı hafif bir tebessüm ile.
“Hoş isimler, benim ismim biraz uzun. Üç isme sahibim; Elisamarie Jacqueleen Adelaide. Hangi ismimle hitap edeceğin sana kalmış artık. Evet, yeni olup olmadığı mı sormuştun değil mi? Ben de yeniyim ve Rawenclaw'dayım, sanırım sen de. Seçimlerde gördüm.” Hafifçe gülümsedi, gözlerinin içi parlıyordu. Kalbi konuşurken sıkışıyordu. Elleri cebindeydi hâlâ, birden belki de onun da taşları ve renkleri sevebileceğini düşündü ve elini cebinden çekti. Çekerken avucuna etrafını gözetlerken yerden topladığı taşları da aldı.
“Taşlar, ilgini çeker mi? Benim böyle güzel renkli taşlardan oluşan küçük bir koleksiyonum var.” Avucunu açıp Ivan'a doğru yöneltti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Karşılaşma
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Karşılaşma
» Beklenmedik Karşılaşma

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Dark Side of Hogwarts :: Hogwarts Bahçesi :: Göl Kenarı-
Buraya geçin: