Theodore Aglaya Phineas

Konu: Theodore Aglaya Phineas Salı Kas. 18, 2008 1:20 pm

¤ Adı ~ Theodore Aglaya Exodus
¤ Soyadı ~ Phineas
¤ Yaşı ~11
¤ Kan Statüsü ~Safkan
¤ Uyruğu ~Fransız
¤ Fiziksel Özellikleri ~ Uzun, sıska (bir-deri-bir-kemik değil).Gayet çevik bir vücuda sahip.Siyah ve düz saçlı.Kızıl kahve rengi gözleri vardır.
¤ Kişisel Özellikleri ~ Kurnaz ve iki-yüzlü biridir.Kardeşleri hariç pek kimseye güvenmediğinden bu kişiliği sadece güvenmediği ya da güveni eksik olduğu kişileredir.Ailesinin diğer fertlerinin cinayet sonucu öldüğü için kendisi ve kardeşlerine karşı korumacı davranmaktadır.
Kurnaz olduğu için, kendisinin (ya da kardeşlerinin) çıkarlarına karşı biri düşerse çeşitli entrikalar düzenleyerek, çıkarlarına ters düşen kişinin hayatını bir günde mahvedebilir.
¤ Ailesi / Geçmişi ~
Bordeaux, Fransa.
John Phineas ve Lilith Phineas, ailenin bilinen en büyük fertleridir.Bordeaux'daki -şu anda olmayan- malikanelerinden çıkmadıkları için şehrin diğer sakinleri için merak uyandırsalarda,
bu merak kendilerinin ölü bulunmaları sonucu korkuya dönüşmüştür.Annesinin kucağında iken annesinin ölümünü izleyen Leon Phineas, ailesi gibi karanlık bir kişiliğe sahipdi.
Yetimhanede büyüyen Leon, bir vampire aşık olmuş ve ailesini tekrar çoğaltmıştır.Ancak vampir kanı, ailenin diğer fertlerine nefret özelliğinden başka bir şey getirmemiştir.
Kuşaklar sonra Bordeaux'da yaşayan bir yazar'ın Phineas malikanesinde bulduğu bir kitabı yayınlamak istediği ancak daha sonra yatağında ölü bulunduğu, kitabında kayıp olduğu öğrenilince,
Phineas ailesi , Fransa'da -kötü- tanınmaya başlamış ve İngiltereye taşınmak zorunda kalmış.Ailenin son fertleri ise Londra'ya giderken öldürülmüş, geriye 4 çocuk kalmıştır.

¤ Örnek Rp ~
Serah ortak salondan zar zor çıkabilmişti. Kapı olan geçiş portresi neredeyse yakalanmasına neden oluyordu. Kimseye görünmeden Hademe odasına gitmeliydi. Şaka dükkanından aldığı malzemeleri almıştı pis adam. Sanki cinayet aleti! Serah eşyaları alındığında artık hademeyle anlaşamayacağını farketti. Siniri bozulmuştu. Yürürken hademenin odadan çıktığını gördü. Hemen bir duvarın ardına saklandı. Ouv.. Bu tarafa mı geliyor? Hayır hayır gitti. Serah yavaşça adamın odasına girip dolapları sessizce açtı. "Lumos." diye fısıldadı ve çıkan ışıkla eşyalarını aramaya başladı. En sonunda turuncu bir toz torbası, üç tane masum görünüşlü misket ile salyangoza benzeyen plastik bir şey çıkardı. Tam kapatacakken gözüne çarpan renkli bir kağıda sarılı orta boy küremsi bir şey dikkatini çekti. Onu da alacakken ayak sesleri işitmişti. Çabucak onu alıp kapıya yakın ama kuytu bir yere geçti. "Nox." diye fısıldayarak ışığı söndürdü. Ayak sesleri gitmişti. Vardiyadaki bir profesör olmalı. Eyvah. Serah dışarı çıktı. Sesin gittiği yönün tersine giderken birine çarpmıştı..William , Birinci kat koridorlarında sessizce yürüyordu.Bir yandan cüppesinin düğmesiyle oynuyor diğer yandan duvardaki resimlere bakıyordu.Kapıların hızla yanında geçerken bir yandanda kapıların açılıp onu bayıltmasını..Hatta öldürmesini istiyordu içinden.Bir çok kapının önünden geçtikten sonra böyle bir şeyin olmayacağını..Olsa bile komik olacağını düşünüyorduki tam o sırada Hademe Odası'nın kapısının yanında durakları ve içerden gelen garip sesleri duymak nefesini kesti.Kendisine doğru gelen ayak seslerini duyunca geriye çekildi ancak ne yazık ki geç kalmıştı.Kapı William'ın suratına bir tokat gibi çarpmıştı!
William kafasını ovuşturuken bir yandan da yere düşen gözlüğünü aldı.Gözlüğünü gözüne takınca hafif bir hasar gördüğünü anladı , asasını çıkarıp ve gözlüğüe uzattı.
"Reparo!"
sessizce bu sözcükleri söyledi tam o sırada asasından çıkan açık kahverengi bir kıvılcım William'ın gözlüğünü onardı.William tam o sırada tam önündeki şeye (?) bakarken asıl sorunun gözlükte değil Hogwarts'ın aydınlatmalarında olduğu anlayınca.Asasını tekrar salladı.

"Lumos Maxima!"
Asasından çıkan beyaz bir ışık tüm koridoru aydınlatıyordu.O sırada karşısında uzaktan kuzeni Serah'ı gördü.
"Biri meşalelere sessizlik büyüsü yapmış..Serah? Bu sen olabilir misin? .. Bu arada Hademe odasında ne arıyorsun? Yoksa Hogwarts'daki kariyerini gözden geçirmeye mi karar verdin?"
Hafifçe sırıttı ve kafasını tekrar ovuşturdu.Kime çarptığını görememişken aydınlanan koridor ile durmuştu. Işıığın geldiği yöne bakınca Le'netin'lerden kuzeni olan William'ı görünce sevinmişti. Onun yanına giderken söylediği şeyleri düşünüyordu. Meşalelere sessizlik büyüsü mü yapılmış? Hayır kendisi yapmamıştı. Hem neden meşalelere büyü yapsındı ki? Çok dikkat çekerdi. O sırada William'ın başını ovuşturduğunu görünce çarptığı kişinin o olduğunu anlayarak üzülmüş ardından konuşmaya geçmişti.

"Hayır. Meşalelere büyü yapmadım. Orada birkaç şey arıyordum. Yanlışlıkla aldı, neymiş tehlikeliymiş. Hıh. Gören de cinayet aleti getirdim sanır. Gerçi asalar varken pek gerek yok ya. Bu arada demin çarptığım kişi sen olmalısın. Özür dilerim. Seni profesör sandım ve ayak seslerin gidince çıkayım dedim. Çok mu kötü?" demişti özür dileyen bir tavırla. Bir kez de biriyle konuşurken ya konuştuğun kişiye ya da sana bir şey olmasın Serah...William alnını sıvazlarken bir yandan Serah'a küçük bir sırıtma fırlattı.Ancak sırıtmanın Serah'ın gözlerine ulaşmış olduğunu bile sanmıyordu Willy.
"Yok, kötü değil.Ama şu an kanlar içinde kafamın kırılmasını isterdim doğrusu."
dedikten sonra ayakta kaldı.Sonra asasını önce sallayıp fısıldadı.
*Nox.*
Sonra asasını meşalelere uzattı.
*Nox.*
Meşaleler'in Serah ve William'a yakın olanların alevlendiğini gördü.
"O zaman bunun anlamı nedir?"
Meraklı bir tavırla baktıkdan sonra Serah'ın yüzüne baktı.
"Neyse boşver hemen şu iğrenç yerden ayrılalım..Cüppemin yerin neminden ıslandığını hissediyorum...""Kafanın kırılmasını mı? Ne oluyor yahu? Herkes bir tuhaf." demişti Serah şaşkınca. Hademe geliyor mu diye baktı. Hayır gelmiyordu. William asasının ışığını söndürmüştü. Serah meşalelerle ilgili sorusuna omuz silkerek yanıt vermişti. Ben yapmadım dedim ya. William'ın sözü üzerine tek kaşı kalkmıştı Serah'ın. Ne de olsa kendi ortak salonu da buradaydı. İğrenç yer ha? Alacağın olsun William.

"Tamam çıkalım da nereye gidelim? Göl kenarı uygun mu? Evet bence de uygun." demişti Serah soru sormasına rağmen cevap beklemeyerek. Kuzenini kolundan tuttuğu gibi çekiştirip iğrenç yerden götürdü. Yolda da

"İğrenç dediğin yerde ortak salonum vardı bilmem hatırladın mı?" demişti kısık bir sesle ona...

William kötü ve memnun olmamış bir yavırla bakarken, bir yandanda cüppesini çekiştiriyordu.
"Seni bilemem Serah ama ben Slytherin'liler gibi ıslak bir zindanda yaşayacak kadar dağınık ve pis değilim."
dedikten sonra merdivenlere ayağı deydikten sonra yavaş yavaş merdivenlerden çıkıp Hogwarts giriş odasına gelince asasını çıkardı ve iki kere hızlıca salladı.Bu sırada cüppesindeki nem ve kir birden toz olup uçtu.
"Göl kenarı..."
İşaret parmayığla tüm kapılara bakıyordu ki tam o sırada dorğu kapıyı işaret ederek...
"E-evet! Burda hadi gel. "
Dağınık ve pis mi? Serah bir an kırıldığını hissetmişti. Sessizleşerek kuzenini takip ederken iç çekti. Slytherin'e seçilse ne olurdu? diye düşümekten kendini alamadı. Merdivenlerden çıkarken pembe saçları hareket ediyordu. Kırmızı gözleri William'ı aradı bir an. Merdivenlerde onu kaybetmeyi istemezdi. Kapıdan geçerek zindanları arkalarında bıraktılar..

Konu: Geri: Theodore Aglaya Phineas Salı Kas. 18, 2008 1:57 pm

Slytherin ~

» Theodore Aglaya Phineas
» Nigellus Phineas