Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


~ Aşağıdaki İlan Panosu, yeni duyuru eklendiğinde kızaracaktır. Güncel duyuruları oradan takip edebilirsiniz.
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Elizabeth Black

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Elizabeth Black
Slytherin I. Sınıf
Elizabeth Black


Mesaj Sayısı : 1
Yaş : 29
Asa : 11.5 İnç, Mantikor Derisi, Sarmaşık, Esnemez
Evcil Hayvanı : Baykuş ~ Eros
Lakap : Beth
Rp Yaşı : 11
Kan Statüsü : Safkan
Rp Partneri : ~
Desteklediği Taraf : Death Eaters
En Belirgin Özelliği : Soğuk, Umursamaz
Kayıt tarihi : 10/11/08

Elizabeth Black Empty
MesajKonu: Elizabeth Black   Elizabeth Black I_icon_minitimePtsi Kas. 10, 2008 3:02 pm

¤ Adı ~ Elizabeth
¤ Soyadı ~ Black
¤ Yaşı ~ 11
¤ Kan Statüsü ~ Safkan
¤ Uyruğu ~ İngiliz

¤ Fiziksel Özellikleri ~

Elizabeth Black Charlizecharlizetheron1li2


Omuzlarına dek uzanan, sarı, düz saçlara sahip olan boyuna göre zayıfça bir kız. Gözleri odaklandığı gözleri uzun süre inceledikten sonra beyinde oluşan sinyaller gözlerindeki yeşilin hafifçe parlamasına neden olmaktadır. Küçük, kıvrık burnu, ince kaşları ve düzgün fiziğiyle zarif bir genç cadı olduğunu göstermektedir. İnce bileğine taktığı, genelde siyah olan saatler aksesuarlarının bir kısmını oluşturur. Kendiliğinden düz saçlarına iliştirdiği minik tokalar aksesuar kutusunun ayrılmaz bir bütünüdür. Kulağına geçirdiği, minik, siyah veya gümüş küpeler saçlarının arasından hafifçe parlamaktadır. Sonbahar ve kış aylarında giydiği gömlek ve üzerine kazaklar onun sembolü haline gelmiştir. Kıyafetlerde siyah ve yeşil rengine ağırlık verse de arada giydiği renkli bluzlar olmuştur. Animagus olduğundan çok sıkıştığı veya canı sıkıldığı zamanlarda onu bir hayvan biçminde görmek mümkündür.

¤ Kişisel Özellikleri ~


Her şeyi oluruna bırakması ile her zaman dikkat çekmekte, oturuşuna, kalkışına, kısacası sergilediği tüm davranışlara dikkat etmektedir. Karşısındaki insanları bir mezar taşı olarak düşünerek ve konuşmalarını çok uzaktan gelen bir ses olarak nitelendirmekle umursamazlığını ortaya koyar. Kendinden büyük iki ağabeyi olduğundan bir erkek gibi büyümüş, savunma konusunda onlardan büyük bir destek almıştır. Suskunluğunun altında yatan sır perdesinin açıklanamayacağını söyleyen Kehanet Profesörü ona şüphe dolu bir bakış attıktan sonra başını başka bir yöne çevirmiştir. Fakat Elizabeth ona nerede yakalansa kuşku dolu bakışlardan kurtulamamatadır.Kedilere olan antipatisi yüzünden yatakhanede çıkardığı kargaşa ile birçok kişiyi kendine ters düşürmüştür. Arkadaşlık konusunda pek iyi olduğu söylenemez. Edindiği birkaç arkadaşı ile gezip tozmaktadırlar. Küçüklerin onunla uğraşmasını ve arkasından kendi çaplarında, kısık zannettikleri sesle fakat bütün okulun duyabileceği bir tonla dedikodusunu yapmalarından hoşlanmaz. Adaletli olduğu söylenemez. Ailesinin diğer üyeleri gibi prensip edindiği tek ilke:
"İyi veya kötü yoktur. Yalnızca güç ve onu elde edemeyen zayıflar vardır."...

¤ Ailesi / Geçmişi ~


Londra'da büyük bir şatoda yaşayan Black'ler safkanlığa düşkünlükleriyle bilinirler. Ailenin geçmişi bu düşkünlük yüzünden kötü tarafta bulunmuş ve büyük savaşta hayatlarını kaybetmişlerdir. Aile üyeleri safkanlığını korumak için elinden geleni yapmış ve akraba evliliklerinden çekinmemişler ve safkanlıklarını günümüze kadar korumayı başarmışlardır. Aile genellikle Slytherin binasına öğrenci verir.

¤ Örnek Rp ~


Soğuk... Hiç bitmeyecekmiş gibi görünen uzun bir kış...

Eskiden yemyeşil olan arazi şimdi üzerine bir çarşaf örtülmüşçesine beyazdı. Karanlık Orman'dan gelen uluma sesleri iyice artmış, minik kar taneleriyle bir olmuş, Hogwarts'ın duvarlarını dövüyorlardı. Bu sırada bahçeye çıkmış olan minikler koşturarak içeri girmeye çabalıyordu.

Kahvaltı masalarının özenle donatıldığı kesindi. Her masa ait olduğu binanın rengini taşıyor, içinde barındırdığı öğrencilerin kültürlerine ait yemeklere ev sahipliği yapıyordu. Büyük Salon'un camlarından içeri sızan beyaz ışık masaları aydınlatıyordu. Profesörler masalarında yemeklerini yiyor, sohbet ediyorlardı. Bu sırada yemeğini yemekte olan genç bir cadı başına gelecekleri henüz tahmin edememiş, zevkle kahvaltısını yapıyordu. O gün özel olduğundan giyimine dikkat etmiş, hafifçe bir makyaj yapmış ve saçlarını düzleştirmişti. Saçlarındaki dalgaları sevse de düz saçın ona daha çok yakıştığı kanaatindeydi. Dar, beyaz gömleğini giymiş, siyah eteğini güzelce temizletmişti. Siyah çorapları eteği ve gömleğiyle büyük bir uyum sergilerken ayağındaki ayakkabılar onlara destek oluyordu. Ve ilk kez daha önce yapmadığı bir şeyi yaptı: Kolyesini çıkarttı...

O kolye onun için büyük bir anlam taşıyordu ama o an hissettikleri kolyeyi bir süreliğine kenara koymasını gerektirmişti. Belki de bir daha hiç takmayacaktı onu… O kolye olayını sadece Lilian biliyordu. Elizabeth sadece ona anlatmıştı olanları. Ama kolyenin değeri yavaşça düşüyordu anlaşılan…

Yakınlarında beliren sarışın mahlûk kendisine doğru ilerlemekteydi. Elindeki vişne suyu bulunan sürahi oldukça dengesizdi. Her an elinden kayıp düşecekmiş izlenimi veriyordu. Bu sırada içeri giren kişi ile gözlerini kapı tarafına diken Elizabeth dudak kıvrımlarını hafifçe arttırıp O’na bakmaya başladı. Hiç olmadığı kadar yakışıklı görünüyordu. Bugünün özelliği ona da yansımıştı anlaşılan. Doğum günü olması hiç olmadığı kadar çekici yapıyordu onu. Belki dış görünüşü ile belki de ruhu ile…

Deborah’ın elinden damlayan su damlaları elinin kaygan olduğunun ve sürahinin düşebileceğinin göstergesiydi. Bu sırada Slytherin masasına yaklaşmakta olan çocuk sol yanağındaki minik gamzesini çıkarmış arkadaşlarına bir şeyler anlatıyordu. Elizabeth yanından geçen sarı mahlûkun O’na doğru ilerlediğini görünce yerinden fırladı. O dengesiz kız elinde tuttuğu kendisi gibi dengesiz sürahiyi çocuğun üzerine boşatabilirdi. Elizabeth’in kendisine doğru koşar adım yürüdüğünü gören çocuk sohbeti kesip dikkatle kendisine doğru gelen kızı süzmeye başladı. Bu sırada dalgınlıktan olsa gerek ne yaptığının farkında olmayan sarı mahlûk takıldığı gazete tomarıyla dengesini kaybetmişti.

Hey Deborah! Dikkat et-

Fakat Elizabeth’in ikazı yerini bulamamıştı. Üzerine dökülen vişne suyu bembeyaz gömleğini kırmızı bir göle çevirirken eteği de bundan nasibini almıştı. Yüzüne sıçrayan birkaç damla meyve suyundan bazısı gözünün içine kaçmıştı. Saçlarının uçları tamamen ıslanmış, ayakkabıları ıslaklıktan olsa gerek daha da parlamıştı. Bu sırada olayı görenler ayağa fırlamış, bazıları da yavaş yavaş ortamdan sıyrılmıştı… Profesörler bile nefeslerini tutmuş büyük patlamayı bekliyorlardı. Neredeyse kendisinin bu hale gelebileceğini düşünen genç çocuk ise Elizabeth’in kolundan tutmuş onu geriye çekmeye çalışıyordu.

Sabır… Yanan gözlerini sımsıkı yummuş olan Elizabeth buz gibi tenine değen sıcacık bir elle kendine gelmişti. Gözleri hala yumuluydu. Şokunu atlatamadığı olay beyninde tekrar tekrar izlenen bir film gibiydi. Deborah sürahinin kırılmış parçalarının kestiği eli ile ilgileniyor, diğer yandan da yerdeki büyük cam parçalarını toparlamaya çalışıyordu. Elizabeth ise gözlerini açmaya korkuyordu. Gözlerini açtığında sinirlerini kontrol edemeyeceğini düşündüğünden korkuyordu…

Az önce kollarına dokunan el şimdi omzunu sıkı sıkıya sarmıştı. Elizabeth’i yavaşça yürütmeye başlamıştı. Genç kız gözlerini açtığında yanında gördüğü çocuk ile kendini biraz daha gevşetirken okula rezil olmanın verdiği utançla kıpkırmızı kesilmişti.

Şşş! Tamam Elizabeth. Sakin ol lütfen!

Elizabeth yanağında hissettiği sıcacık ten ile az önce olanları unutabilirdi. O sıcacık el narin dokunuşlarla kızın yüzüne sıçramış vişne sularını temizliyordu.

Zindanlar… Issız ve rutubetli zindanlar hava şartlarının olumsuzluğu ile daha da soğumuştu. Hafiften esen yel genç kızın titremesine sebep oluyordu. Üzerindeki ıslak elbiselerle buluşan yel vücuduna keskin bir soğuk gibi çarpıyordu. Ve o sırada Elizabeth hiç yapmadığı bir şey yapıyordu: Ağlıyordu…

Nedeni tam olarak bilinmese de tahmin etmek oldukça kolaydı. Üzerine dökülen vişne suyu değildi, çocuktan gelen söz ve davranışlardı onun derdi. O’nu hiç bu kadar sevecen görmemişti. Oysa diğerlerine ne kadar da kötü davranıyordu. Umursamazlıktan geliyordu. Elizabeth’in ağladığını fark etmiş olacak

Tamam, ağlama tatlım! Bak her şey geçti. Şimdi üzerini bir güzel değiştireceksin ve birlikte dersliğe gideceğiz. Ve unutmadan. Bugün… Yaptığın şey çok önemliydi. Teşekkür ederim!

Elinin tersiyle sildiği gözyaşları zindanın soğuğuna karışmıştı. Bir daha gelmemecesine… Ağır adımlarla gittikleri Slytherin Ortak Salonu’nu yine aynı ağırlıkta geçtikten sonra yatakhanelerin olduğu bölümde birbirlerinden ayrıldılar. Elizabeth hızla açtığı ahşap kapıyı gıcırdatarak kapattıktan sonra kravatını bir kenara fırlattı ve üzerindeki gömleğin düğmelerini açmaya başladı. Sarı mahlûka olan hıncını kıyafetlerinden çıkartıyordu. Gömleğini yatağının üzerine fırlattı ve bavuldan çıkardığı yeni bir gömleği üzerine geçirdi. Eteğini kurutucu bir tılsımla kuruttuktan sonra kravatını bağladı ve sıvıyı emmekte olan ayakkabılarını çıkarıp dolaptan aldığı bez ayakkabılarını ayağına geçirdi. Bağcıklarını bağladı ve aynanın önünde duran parfümü birkaç kez sıktıktan sonra pelerinini üzerine geçirdi. Saçlarını bir büyüyle temizleyip tokalarını taktı ve arkasını dönüp uzun uzun aynadaki görünümüne baktı. Sabahki halinden eser yoktu. Saçları hala eski düzlüğünü korumaktaydı fakat yüzündeki makyaj akmış, en sevdiği gömleği mahvolmuştu. Hırsla aynanın önündeki parfüm şişelerini elinin tersiyle yere fırlattı. Nefret ediyordu. Her şeyde parmağı olan o aptal cadıdan nefret ediyordu…

Gıcırdayarak kapanan kapı aynı gıcırtıyla açılmıştı. Dışarı çıkan genç cadı sinirle merdivenlerden indi ve şöminenin başında kendisini bekleyen çocuğa baktı. Elinde tuttuğu Slytherin cüppesi ve siyah çanta Elizabeth’in dikkatini çekmişti. Gelirken yanlarında mıydı ki onlar? Soran gözlerle çocuğun elindekilere bakınca hiç beklemediği bir cevap almıştı.

Iıı… Sen giyinirken aldım. Buradan direk Zihinbend’e gidebiliriz.
Teşekkürler!


Geldikleri gibi birlikte çıktıkları Ortak Salon’dan Zihinbend dersinin yapıldığı zindana doğru ilerlemeye başladılar. Zindanın kapısının önüne geldiklerinde ise uzun ahşabın kapalı olduğunu gördüler. Elizabeth açık olup olmadığı kontrol etmek için elini uzatıp kapıyı yokladı. Küçük bir tıkırtı ile aralanan kapı onları içeri davet ediyordu. Aralanan kapı ile konuşmalarını yarıda kesen küçükler Elizabeth ve yanındaki çocuğu süzüyorlardı.

Hey bu o... Bugün üzerine vişne suyu dökülen kız!
Sussana! Duyacak şimdi. Lessie’ye olan hıncını senden çıkarmasın.
O yanındaki çocuk kim?
Bilmiyorum, ama cüppesine bakılırsa bir Slytherin.
Sevgilisi mi?
Sanmam. Onun kimseye yüz vermediğini duymuştum.
Hmm… Peki, niye bugün ona sarıldı?
Bilmiyorum Jess!
Ama bugün-
Sus! Buraya geliyorlar!

Küçüklerin mırıltı zannettikleri sesi duyuyor fakat duymazlıktan geliyordu. Bugün yaşanan rezilliğin üzerine bir de onlarla uğraşamayacaktı. Küçüklerle laf dalaşı yapacağına zindana şöyle bir göz atmayı yeğledi. Zindan aynı zindandı tek fark sınıfta profesörün olmayışıydı…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Christina A. Carlisle
Kara Büyü Profesörü ve Slytherin Bina Sorumlusu
Christina A. Carlisle


Mesaj Sayısı : 232
Yaş : 35
Rp Yaşı : 25
Kan Statüsü : Safkan
Desteklediği Taraf : Karanlık Taraf
En Belirgin Özelliği : Soğuk ve Gizemli
Kayıt tarihi : 03/11/08

Elizabeth Black Empty
MesajKonu: Geri: Elizabeth Black   Elizabeth Black I_icon_minitimePtsi Kas. 10, 2008 3:04 pm

Slytherin ~
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Elizabeth Black
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» James Dean Black/Mr.Black
» Eragon James Black ~

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Hogwarts'ın Karanlık Yüzünden Önce :: Karakter :: Seçme Bölümü-
Buraya geçin: